ANKARA 14. İdare Mahkemesi, akciğer kanseri HG’nin (70) tedavisinde kullanılması gerektiğini; Ancak geri ödeme listesinde olmayan ve tedavisi 1300 euro olan ilacın Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanması konusunda nihai karar verdi. Kararda, ilacın kurum tarafından karşılanmaması yaşam hakkını sınırlayacak; Ancak devletin, herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde yaşamasını sağlamakla yükümlü olduğu ifade edildi.
Emekli HG kaldırıldığı Başkent Üniversitesi Hastanesi’nde akciğer kanseri teşhisi kondu. Yapılan tetkiklerin ardından hastalığın ilerlediği, kemoterapi ve radyoterapiden sonuç alınmayacağı, tedavi için ‘Lenvatinib’ etken maddesine sahip ‘Lenvima’ adlı ilacın kullanılacağı belirtildi. HG, yurt dışından getirilen ilacı karşılayamadığı ve tedavisinin 1300 euro olduğu gerekçesiyle SGK’ya başvurdu. SGK ise ilacın Sağlık Uygulama Tebliği ve ek şartlarına uymadığı ve geri ödeme listesinde olmadığı gerekçesiyle teminat altına alınamayacağı yanıtını verdi.
YARGIYA BAŞVURDUH.G. , avukatı Eliz Atlı aracılığıyla, yürütmenin durdurulması ve bir an önce tedaviye başlanması için ilacın SGK tarafından karşılanması talebiyle Ankara 14. İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Dilekçede, “İlacın SGK tarafından karşılanmaması müvekkilin tedaviye ulaşmasını engelleyecek ve müvekkili her geçen gün ölüme bir adım daha yaklaştıracaktır. mahkemeden istenmesinin müvekkil açısından hayati önem taşıdığı, tazmin edilemeyecek ve sağlık açısından tazmin edilemeyecek zararların ortaya çıkacağının gündeme geleceği belirtildi.” Mahkeme ara kararın ardından SGK’dan söz konusu işleme ilişkin tüm bilgi ve belgeleri içeren işlem belgesinin aslını veya onaylı örneğini savunma ile birlikte mahkemeye göndermesini istedi. bu nedenle davacı, söz konusu ilacın bedelinin ödenemeyeceğini belirterek, işlemin hukuka uygun olduğunu belirterek, davanın düşürülmesini talep etti. Tarafların mahkemeye sunduğu bilgi, belge ve savunmaları değerlendiren mahkeme, dava konusu işlemin iptaline karar vererek ilacın SGK tarafından karşılanmasına karar verdi. 8 Kasım 2003 tarihinde yürürlüğe giren ‘Kozmik İnsan Hakları Beyannamesi’ ve ‘Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’nin ilgili yönlerine atıfta bulunmuştur. ‘Lenvima’ adlı ilacın kullanımını uygun bulduğunu belirterek, “Beden, ruh ve sosyal yönden tam bir düzen içinde olması en temel insan hakkı, gerekçe gösterilerek ilaç bedelinin kurum tarafından karşılanmamasıdır” dedi. davalı idarenin Sağlık Uygulama Bildirgesi’nde bedeli ödenecek ilaçlar listesinde yer almadığı, ancak hizmete katılan her düzey ve unvandaki kişilerce yaşama hakkının dikkate alınması gerektiği, hizmetin her aşamasında sağlık hizmeti sunan kişi, kurum ve kuruluşlar, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını savunma ve geliştirme hakkına sahip olduğunu ve hiç kimsenin yetkisinin bulunmadığını dikkate alarak Bu hakkı ortadan kaldırma yetkisine sahip olunması ve devletin herkesin yaşamının beden ve ruh sağlığı içinde olmasını sağlamakla yükümlü olması, söz konusu işlemin sosyal hukuk devleti ilkesine ve sosyal güvenlik hakkına da aykırıdır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında yer almaktadır. Yaralanma riskine yol açacağı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.”
Kanser hastaları için standart tedavi tekniklerinin yetersiz kaldığını ve hastaların artık akıllı ilaçlara veya immünoterapi tedavilerine yönlendirildiğini belirten Avukat Eliz Atlı, “Söz konusu ilaçlar 14 günde bir ve 21 günde bir olmak üzere kısa aralıklarla kullanılıyor. Müvekkilimiz için yaşam hakkı ve yaşam hakkı gerekçesi ile başlattığımız hukuki çalışmalarımız sonucunda maalesef ithal edilen ilaçlar nedeniyle hastalar bu tedavilere başlayamıyor veya başladıkları tedavilere başlayamıyor. Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle ortaklaşa savunulan sağlık, mahkeme davalı kurumun yürüttüğü süreci iptal ederek müvekkilin tek ve son çare olarak önerilen ilaç tedavisine ulaşmasının önünü açmıştır.” Kanser hastaları için son derece önemlidir” dedi.
